Yerel yönetimlerin kadın ve toplumsal cinsiyet sorunlarına çözüm üretmesini bekleyen Emine Akın Fırat “Protokol imzalamakla kadın dostu belediye olunmuyor” diyor. Artvin’den Özlem Akyürek de “Belediyeler 8 Mart’ta veya 25 Kasım’da afiş asmanın ötesine geçmeli” diye konuşuyor.
Halkın sorunlarını en kısa sürede çözmesi beklenen pek çok yerel yönetim, kadın ve toplumsal cinsiyet konusunda geride kalıyor. Yerel yönetimlerin kadınlara yönelik hizmetleri çoğunlukla meslek edindirme kursları ya da hobi amaçlı aktivitelerden oluşuyor.
Bu durum da toplumsal cinsiyet eşitsizliğini artırıyor. Öte yandan yerel yönetimler toplumun yarısını oluşturan kadınların taleplerini dinliyor mu sorusu da akıllarda soru işaretlerine neden oluyor.
Artvin, Hopa, Giresun ve Kuşadası’ndan kadınlar, yerel yönetimlerin yaptıklarını ve yapamadıklarını BirGün’e anlattı.
Artvin Belediyesi ile kolayca ilişki kurduklarını ancak hızlı geri dönüş alamadıklarını söyleyen Özlem Akyürek, “Belediye talepleri hızlıca uygulayabilecek konumda değil” diyor.
Kadın hakları konusunda politik bir bilince erişilmesi gerektiğini vurgulayan Akyürek, belediyenin kadınlara yönelik ayrıca bir çalışma yürütmediğini ve kadın örgütlerinin taleplerini iletebilmesi için üçüncü bir kişi olmadan iletişim kuramadıklarını ifade ediyor. “Kadın hareketinin politik anlamda yereli bilinçlendirmesi için belediyeyle sık sık iletişim halinde olmalı gerektiği yerde birlikte çalışabilmeli” diyen Akyürek, sözlerini şöyle sonlandırıyor: “Belediyeler 8 Mart’ta veya 25 Kasım’da bir kaç afiş asmanın ötesine geçmeli, kadınların şehirdeki yaşantısını kolaylaştıracak, iyileştirecek imkânlar sunabilmeli. İletişimi hızlandırmak için Belediyeye bağlı bir Kadın hakları masası oluşturulabilir. Kadınların yaşadıkları şiddette başvuracakları karakol dışında bir alternatife ihtiyaçları var.
Pandemiyle birlikte ev içi şiddetin akıl almaz boyutlara geldiğini göz önünde bulundurduğumuzda kadınların sosyalleşebileceği alanların olması da bir hayli önem kazandı. Bir önceki belediyeden kalan ve artık kullanılmayan ‘hanımlar lokali’ binasının belediyeye mi yoksa özel idare kurumuna mı ait olduğunun belli olmadığı söyleniyor. Kadın Dayanışma Evi için bina talebimize olumlu ya da olumsuz bir geri dönüş olmadı.”
EŞİTLİK MÜCADELESİNE DESTEK OLUNMALI
Artvin Hopa’dan Nefise Yenigül ise kadın hareketinin bakış açısı ve mücadele anlayışının yerel yönetimlerle paralel olmadığını aktarıyor. Belediyelerin kadın hareketiyle işbirliği içinde olması gerektiğine dikkat çeken Yenigül, “Sosyal politikalar geliştirmeli ve kolaylaştırıcı olmalıdır. Kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelelerine destek olmalı projeler geliştirmeli, istihdam alanları yaratmalıdır” ifadelerini kullanıyor. Yenigül, şöyle konuşuyor: “Hopa’da da kadın hareketinin ileriye götüren ve geliştirici talepler sunanlar çoğunlukla sosyalist kadınlar oluyor. Birleştirici olmak adına yerelin takibini yapıyor ve daha fazla kadına ulaşmak, çözümler üretmek adına bir araya geliyoruz. Hopa’da belediyeyle işbirliği içinde Kadın Dayanışma Merkezi’ni kurduk. Kadınlara psikolojik ve hukuksal destek sunabilmek için uğraşıyoruz. Ancak bu yeterli değil elbette. Sistemli ve istikrarlı bir şekilde çalışarak kadınların hayatını sınırlandıran erkek egemen sisteme karşı mücadele vermek gerekiyor.”
“Kadın Dostu Belediye protokolünü imzalamakla kadın dostu olunmuyor” diyen Kuşadası Kent Konseyi Kadın Meclisi’nden Emine Akın Fırat ise birçok belediye meclisinde kadınların söz sahibi olmadığını belirtti. Bu anlamda yerel yönetimlerin kendilerini geliştiremediğini söyleyen Fırat, şunları dile getirdi: “Kuşadası Belediyesi Kent Konseyi Kadın Meclisi taleplerimiz doğrultusunda kuruldu. Taleplerimizi ciddiye alacaklarını söylediler ancak pandeminin de etkisiyle somut adımlar henüz atılamadı. Belediyenin bir danışma merkezi var. Bizim talebimiz bu merkezin dışında, şiddete maruz bırakılan kadınlar için sığınak, çocuklar için kreş, kadınların istihdam edilmesi, kadınların belediye organlarında eşit işle, eşit görev almaları. Kadın Meclisi içerisinde feminist bakış açısını da geliştirdik ve tüm kadınlarla bu çatı altında iletişim kurabiliyoruz. Konseyde kadınlar ile ortak bir dil yakaladık ve bu sayede kentte yaşayan tüm kadınlarla başarılı bir iletişim kurabiliyoruz.”
Giresun’dan Saliha Yayla da “Yereldeki kadınlar olası bir şiddet, ekonomik çıkmaz, psikolojik sorun durumunda yerel yöneticilerin yanlarında olmasını istiyor” diye konuşuyor. Belediyelerin bu süreçte kadının güvenliğini sağlayabilmesi, istihdam sağlaması, psikolojik destek vermesi ve kreş imkânı sunması gerektiğinin altını çizen Yayla, şöyle konuşuyor: “Önceki dönem CHP yönetiminde olan Giresun Belediyesi kadın sığınağı yaptırdı ve idaresini bakanlığa devretti. Yine eski yönetim tarafından kadın danışma hattı kuruldu. Mücadele ve taleplerimiz doğrultusuna eski yönetim tarafından atılan bu adımlar, mevcut yönetimde de sürdürülüyor. Bu çalışmalar bizim mücadelemizin bir kazanımı.”